Bize haftada en az 4-5 kişi muhabir, spiker, sunucu gibi iş başvurusu yapmak için iletişim fakültesi mezunları gelir, ya da telefon eder.
Dünde bir kız Karaman’dan aradı. Spikerlik yapmak istediğini söyledi. Spiker yapacak kişi Türkçeyi düzgün ve akıcı konuşacak özelliklere sahip olmalı.
Kendisini biraz konuşturdum kelimeleri ağzında yayıyor ve yutuyor, güya kibarlık yapacak ya, kırıtarak normal konuşması dışına çıkıyor.. Kısacası bu işe uygun değil.
Kendisine bu işi yapamayacağını muhabirlik, kameramanlık gibi alanlara yönelip, kendisini yetiştirip ilerleyen zamanlarda spikerlik yolunda ilerleyebileceğini söyledim..
Vay onu söyleyen sen misin?.
4 yıl boşuna mı okuduğunu, diplomayı vezneden mi aldığını gibi bir sürü ukalaca cevaplar.
Sayın İletişimci hocalar, çocukları cahilce yetiştirip “saldım çayıra, mevlam kayıra” diyerek onlara bir de aşırı ego yükleyip, mezun ediyorsunuz.
Onlarda kendilerini bir şey sanıp böyle ukalaca iş arayışı içerinde oluyorlar. Sonra mezun oldukları okulla alakalı iş bulamayınca da, okudukları bölümle hiç ilgisi olmayan işlerde kendilerini buluyorlar.
Gerçi iletişim fakültesinde öğretim üyelerinin büyük çoğunluğunun, ne gazete, ne radyo, televizyon, sinema ve ne de reklamcılıkla ilgili bilgi birikimleri yok ki, öğrencilere bir şeylerler öğretseler.
Has bel kader, torpille ya da tesadüfen bir akademik koltuk kapmışlar yürüyüp gidiyorlar.
Slayttan ders anlatmakla hocalık yapılmaz. Çocuklara sadece diploma vermekle olmaz. Kuru diploma karında doyurmaz.
Bu memlekette nice diplomasız cevherler var. Sokakta işsiz güçsüz gezenleri vebali sizlersiniz.
*****